
Kekeleme
Konuşma, düşüncelerimizi ve duygularımızı ifade etmemizin en temel yollarından biridir. Konuşmamızın pürüzsüz ve akıcı olmasını bekleriz. Ancak bazı insanlar için konuşma akıcılığı, istemsiz kesintilerle bölünebilir. İşte bu duruma kekemelik diyoruz. Kekemelik, özellikle çocukluk çağında oldukça sık rastlanabilen ancak toplumda hala tam olarak anlaşılamamış ve zaman zaman yanlış yorumlanabilen bir konuşma bozukluğudur. En önemlisi, kekemeliğin bir zeka geriliği, utangaçlık veya kişilik zayıflığı belirtisi olmadığını bilmektir. Peki, kekemelik tam olarak nedir, neden olur ve kekemeliği olan bireylere nasıl destek olabiliriz?
Kekemelik Tam Olarak Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Kekemelik, konuşma akışının seslerin, hecelerin veya kelimelerin tekrarı, seslerin uzatılması veya konuşmanın aniden bloke olması (duraklaması) şeklinde istemsiz olarak bozulduğu bir akıcılık bozukluğudur. Kekemeliğin temel belirtileri (çekirdek davranışlar) şunlardır:
- 🔁 Tekrarlar: Konuşurken seslerin (k-k-kitap), hecelerin (ki-ki-kitap) veya tek heceli kelimelerin (ve-ve-ve) istemsiz olarak tekrar edilmesi.
- 〰️ Uzatmalar: Bir sesin normalden daha uzun süre çıkarılması (aaaaanne, şşşşimdi).
- 🛑 Bloklar: Konuşmaya başlarken veya kelime ortasında sesin çıkmaması, hava akışının durması ve gözle görülür bir çaba veya gerginlik hali. Bu durum sessiz bir duraklama şeklinde olabilir.
Bu temel belirtilerin yanı sıra, kekemeliği olan bireylerde zamanla ikincil davranışlar da gelişebilir. Bunlar, kekemelik anıyla başa çıkmak veya kekelemekten kaçınmak için farkında olmadan geliştirilen ancak genellikle sorunu daha da belirginleştiren davranışlardır: Göz kırpma, başı sallama, ayağını yere vurma, belirli kelimelerden veya konuşma ortamlarından kaçınma, “ııı”, “eee” gibi dolgu sesleri kullanma, konuşmaktan tamamen çekinme gibi. 👀
Kekemelik Neden Olur? Yaygın Yanlışlar ve Bilimsel Gerçekler
Kekemeliğin kesin nedeni hala tam olarak aydınlatılamamış olsa da, bilimsel araştırmalar tek bir nedenden ziyade birden fazla faktörün karmaşık etkileşimi sonucu ortaya çıktığını göstermektedir:
- 🧬 Genetik Yatkınlık: Kekemeliğin ailevi bir yatkınlık gösterdiği bilinmektedir. Ailesinde kekemelik öyküsü olan çocuklarda kekemelik görülme riski daha yüksektir.
- 🧠 Nörofizyolojik Farklılıklar: Beynin dil ve konuşma üretimini kontrol eden bölgelerindeki yapısal veya işlevsel farklılıkların, sinirsel iletim süreçlerindeki zamanlama sorunlarının kekemelikte rol oynadığı düşünülmektedir.
- 👶 Gelişimsel Faktörler: Kekemelik genellikle dil ve konuşma becerilerinin hızla geliştiği 2 ila 5 yaşları arasında başlar. Bu dönemde çocuğun söylemek istedikleri ile motor konuşma becerileri arasındaki hızlı gelişim ve koordinasyon süreci, akıcılıkta geçici veya kalıcı bozulmalara yol açabilir.
Önemli Düzeltme: Toplumdaki yaygın inanışların aksine, kekemelik;
- 🚫 Korku, ani bir şok veya travma sonucu oluşmaz (bunlar var olan kekemeliği tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir, ancak nedeni değildir).
- 🚫 Yanlış ebeveyn tutumları (baskıcı, eleştirel vb.) veya çocuğun şımartılması nedeniyle oluşmaz.
- 🚫 Zeka geriliği veya öğrenme güçlüğü ile doğrudan bağlantılı değildir. Kekemeliği olan bireylerin zeka düzeyleri toplumun geneliyle aynıdır.
Kekemeliğin Etkileri: Sadece Konuşma Değil
Kekemelik, sadece konuşma akıcılığını etkilemekle kalmaz, bireyin duygusal ve sosyal yaşamı üzerinde de önemli etkilere yol açabilir:
- 😔 Duygusal Zorluklar: Konuşurken zorlanma nedeniyle utanç, mahcubiyet, hayal kırıklığı, öfke gibi olumsuz duygular yaşanabilir.
- 😟 Konuşma Kaygısı: Belirli sosyal ortamlarda (topluluk önünde konuşma, telefonla konuşma, yeni insanlarla tanışma) konuşmaktan çekinme, kaygı duyma veya tamamen kaçınma görülebilir.
- 📉 Düşük Benlik Saygısı: Sürekli konuşma zorluğu yaşamak ve olumsuz geri bildirimler almak (alay edilme vb.) bireyin kendine olan güvenini zedeleyebilir.
- 🧑🤝🧑 Sosyal Etkiler: İletişim kurmaktan çekinme nedeniyle sosyal izolasyon yaşanabilir veya özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde akran zorbalığına maruz kalma riski artabilir.
Kekemelikte Değerlendirme ve Tedavi: Dil ve Konuşma Terapistinin Rolü
Çocuğunuzda veya kendinizde kekemelik belirtileri fark ediyorsanız, başvurmanız gereken birincil uzman Dil ve Konuşma Terapisti’dir (DKT). Dil ve Konuşma Terapistleri, iletişim, dil, konuşma, ses ve yutma bozukluklarının değerlendirilmesi ve terapisi konusunda eğitim almış sağlık profesyonelleridir.
Bir DKT, kekemeliği değerlendirirken şunları yapar: 📊🗣️
- Kekemeliğin başlangıç yaşı, öyküsü ve ailedeki durumu hakkında bilgi alır.
- Kekemeliğin tipini (tekrar, uzatma, blok), şiddetini ve sıklığını farklı konuşma ortamlarında analiz eder.
- Eşlik eden ikincil davranışları gözlemler.
- Bireyin kekemeliğe ilişkin farkındalığını, tutumunu ve duygusal tepkilerini değerlendirir.
Değerlendirme sonucunda DKT, bireyin yaşına, ihtiyaçlarına ve kekemeliğin özelliklerine göre bir terapi planı oluşturur. Kekemelik terapisindeki temel yaklaşımlar şunlardır:
- 👨👩👧👦 Dolaylı Terapi: Genellikle okul öncesi küçük çocuklarda kullanılır. Terapist doğrudan çocukla çalışmak yerine, aileye çocuğun akıcılığını destekleyecek iletişim stratejileri öğretir ve ev ortamını düzenlemelerine yardımcı olur.
- 👍🗣️ Doğrudan Terapi: Daha büyük çocuklar, ergenler ve yetişkinlerde kullanılır. Bu terapiler şunları içerebilir:
- Akıcılığı Şekillendirme Teknikleri: Konuşmayı daha akıcı hale getirmeyi hedefler (örneğin, konuşma hızını yavaşlatma, seslere yumuşak başlama, nefesi kontrol etme).
- Kekemelik Modifikasyon Teknikleri: Kekemelik anını daha kolay ve daha az gergin bir şekilde atlatmayı öğretir (örneğin, blok anında gerginliği azaltma, kontrollü tekrar yapma).
- Duygusal ve Bilişsel Çalışmalar: Kekemeliğe eşlik eden olumsuz duygu ve düşüncelerle (kaygı, utanç, kaçınma) başa çıkma stratejileri öğretilir, duyarsızlaştırma çalışmaları yapılır.
Kekemelik terapisinin amacı her zaman kekemeliği tamamen “yok etmek” olmayabilir. Temel hedefler; daha rahat ve akıcı iletişim kurmayı sağlamak, kekemeliği daha kolay yönetilebilir hale getirmek, konuşma kaygısını azaltmak ve bireyin iletişimden keyif almasını sağlamaktır. Özellikle erken yaşta (okul öncesi dönemde) başlanan terapilerle kekemelikte önemli ölçüde iyileşme sağlanabilir veya kekemelik tamamen ortadan kalkabilir. Bu nedenle erken müdahale çok önemlidir. ⏳
Kekemelikte Diğer Uzmanların Rolü ve Ankara’da Destek
Kekemeliğin birincil tedavisi Dil ve Konuşma Terapisi olsa da, bazı durumlarda diğer uzmanların desteği de gerekebilir. Özellikle kekemeliğe yoğun konuşma kaygısı, sosyal fobi, depresyon, düşük benlik saygısı gibi ruhsal zorluklar eşlik ediyorsa veya kekemelik, Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gibi başka bir nörogelişimsel durumla birlikte görülüyorsa, bir Çocuk ve Ergen Psikiyatristi‘nin değerlendirmesi ve desteği faydalı olabilir.
Ankara Çocuk Psikiyatrisi Kliniği’nde Doç. Dr. Büşra OLCAY ÖZ, kekemelik şikayeti ile başvuran çocuk ve ergenlerde, eşlik edebilecek bu tür ek durumları (nörogelişimsel bozukluklar, kaygı bozuklukları vb.) değerlendirme, ayırt etme ve yönetme konusunda uzmanlığa sahiptir.
Ancak unutulmamalıdır ki, Doç. Dr. Büşra OLCAY ÖZ veya diğer psikiyatristler, doğrudan kekemelik terapisi uygulamazlar. Bir psikiyatristin bu süreçteki rolü şunları içerebilir:
- Çocuğun genel gelişimsel ve ruhsal sağlığını değerlendirmek.
- Kekemeliğe eşlik eden ve klinik düzeyde olan kaygı, depresyon gibi durumlar için ilaç tedavisi veya psikoterapi gibi uygun müdahaleleri planlamak veya yönlendirmek.
- Aileyi, kekemelik konusunda uzmanlaşmış, yetkin ve bilimsel yöntemlerle çalışan Dil ve Konuşma Terapistlerine yönlendirmek. ➡️ DKT
- Eğer çocukta OSB veya DEHB gibi ek bir tanı varsa ve kekemelik de mevcutsa, farklı uzmanlık alanları (DKT, özel eğitimci vb.) arasındaki tedavi sürecinin koordinasyonuna yardımcı olmak.
Ankara’da kekemelik alanında uzmanlaşmış çok sayıda değerli Dil ve Konuşma Terapisti bulunmaktadır. Çocuğunuz veya kendiniz için terapist seçerken uzmanın eğitimini, deneyimini ve kullandığı yöntemleri araştırmanız önemlidir.
Kekemelik, bireyin kontrolü dışında gelişen ve yönetilebilen bir konuşma akıcılığı sorunudur. Utanılacak, saklanacak veya kişinin zekasıyla ilişkilendirilecek bir durum değildir. Doğru zamanda doğru uzmana (öncelikle Dil ve Konuşma Terapisti’ne) başvurmak, sabırlı ve tutarlı bir terapi süreci ve destekleyici bir çevre ile kekemeliği olan bireylerin iletişim becerilerinde önemli ilerlemeler kaydetmesi ve daha rahat bir yaşam sürmesi mümkündür. Kekemeliği olan bireylere karşı anlayışlı, sabırlı ve destekleyici olmak, onların kendilerini daha güvende hissetmelerine ve iletişim kurmaktan çekinmemelerine yardımcı olacaktır. ❤️