
Otizm Göz Teması
Göz teması… İnsanlar arasındaki görünmez bağları kuran, sözsüz iletişimin en güçlü araçlarından biri. Karşımızdakinin ilgisini, duygularını, niyetini anlamamıza yardımcı olan bu basit ama etkili eylem, tipik gelişim gösteren çocuklar için genellikle doğal bir şekilde gelişir. Ancak Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) söz konusu olduğunda, göz teması kurmada yaşanan zorluklar veya farklılıklar en sık dile getirilen ve akla ilk gelen belirtilerden biridir. 👀❓ Bu durum, OSB’nin temelindeki sosyal iletişim zorluklarının önemli bir yansımasıdır. Peki, OSB’li bireyler neden göz teması kurmaktan kaçınır veya bunu farklı şekilde yapar? Onları zorlamak yerine bu farklılığı nasıl anlayabilir ve destekleyebiliriz?
Otizm Spektrum Bozukluğunda Göz Teması Neden Farklıdır?
OSB tanısı için kullanılan güncel kriterler (DSM-5), iki ana alandaki zorluklara odaklanır: 1) Sosyal iletişim ve etkileşimde güçlükler, 2) Sınırlı, tekrarlayıcı davranışlar, ilgiler veya etkinlikler. Göz temasındaki farklılıklar, doğrudan birinci alan yani sosyal iletişim ve sosyal etkileşimde süregelen güçlükler başlığı altında değerlendirilir.
OSB’li bireylerde göz teması şu şekillerde farklılık gösterebilir:
- Kaçınma: En sık görülen durumdur. Birey, konuşurken veya dinlerken karşısındaki kişinin gözlerine bakmaktan aktif olarak kaçınabilir, bakışlarını başka yöne çevirebilir.
- Kısa/Anlık Temas: Göz teması kurabilir ancak bu genellikle çok kısa süreli, geçici veya anlıktır. Bakışlarını hızla kaçırırlar.
- Yorumlama Zorluğu: Göz temasının sosyal anlamını (ilgi göstergesi, duygu ifadesi vb.) veya karşısındakinin gözlerinden aldığı sosyal ipuçlarını yorumlamakta zorlanabilirler. Göz teması onlar için anlamlı bir bilgi kaynağı olmayabilir. 🤔
- Sabit/Uygunsuz Bakış (Daha Nadir): Bazı durumlarda, özellikle sosyal kuralları tam olarak anlamadıklarında, tam tersi bir durum olarak karşıdaki kişiyi rahatsız edebilecek şekilde uzun süreli, sabit veya uygunsuz bir bakış da görülebilir.
Göz Temasından Kaçınmanın Altında Yatabilecek Nedenler (OSB Bağlamında)
OSB’li bireylerin göz temasından kaçınmasının veya zorlanmasının tek bir nedeni yoktur. Bu durumun altında yatan karmaşık ve birbiriyle ilişkili olabilecek bazı nedenler şunlardır:
- 🧠 Sosyal Bilgi İşlemlemede Farklılık: OSB’li bireylerin beyinleri, sosyal bilgiyi (yüz ifadeleri, beden dili, ses tonu ve özellikle gözlerden alınan karmaşık ipuçları) tipik gelişim gösteren bireylerden farklı şekilde işleyebilir. Gözlerden gelen yoğun sosyal ve duygusal bilgiyi işlemek onlar için zorlayıcı, yorucu veya kafa karıştırıcı olabilir.
- ✨ Duyusal Aşırı Yüklenme: Göz teması, bazı OSB’li bireyler için sadece sosyal değil, aynı zamanda yoğun bir görsel uyaran kaynağı olabilir. Yüzdeki ve gözlerdeki ince detayları, mikro ifadeleri algılamak duyusal olarak aşırı yüklenmeye (sensory overload) neden olabilir ve bu da rahatsızlık hissi yaratarak kaçınmaya yol açabilir.
- 😟 Kaygı ve Rahatsızlık: Doğrudan göz teması kurmak, OSB’li bireylerde belirgin bir kaygı, stres veya fiziksel rahatsızlık hissi uyandırabilir. Bu durum, sosyal beklentilerle başa çıkma zorluğuyla da birleşebilir.
- 📉 Sosyal Motivasyon Farklılığı: Tipik gelişimde göz teması kurmak ve sosyal etkileşimde bulunmak genellikle içsel bir ödül mekanizmasını harekete geçirir. Bazı teorilere göre, OSB’li bireylerde sosyal etkileşime yönelik bu doğuştan gelen motivasyon farklı olabilir ve göz temasının sosyal ödül değeri daha düşük olabilir.
- ❓ Anlamlandırma Zorluğu: Göz temasının sosyal iletişimdeki işlevini, neden gerekli olduğunu veya karşısındaki kişiden ne beklendiğini tam olarak anlamakta zorluk çekebilirler.
Göz Teması Otizm Tanısında Nasıl Bir Rol Oynar?
Göz temasındaki belirgin farklılıklar veya eksiklikler, özellikle yaşamın ilk yıllarında OSB için önemli bir erken belirtidir. 🚩 İsmi söylendiğinde bakmama ile birlikte göz teması kurmama, OSB tarama testlerinde sıklıkla sorgulanan bir durumdur.
Ancak göz teması kurmamak tek başına OSB tanısı koymak için yeterli değildir. Tanı, mutlaka bir uzman (Çocuk ve Ergen Psikiyatristi) tarafından, çocuğun sosyal iletişim ve etkileşim alanındaki diğer becerileri (jest ve mimik kullanımı, ortak dikkat, sembolik oyun, akran ilişkileri, adına tepki verme vb.) ile sınırlı/tekrarlayıcı davranışlarının kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi sonucunda konulur. Bazı OSB’li bireyler (özellikle daha büyük yaşlarda veya “atipik” olarak görülen durumlarda) göz teması kurabilirler ancak bunu sosyal bağlamda uygun şekilde kullanmakta veya yorumlamakta zorlanabilirler.
Göz Temasını “Zorlamak” Doğru mu? Destek Yaklaşımları Nasıl Olmalı?
Geçmişte bazı yaklaşımlar OSB’li çocukları göz teması kurmaya zorlamayı hedeflese de, günümüzde uzmanlar bunun genellikle önerilmeyen ve hatta zararlı olabilecek bir yöntem olduğu konusunda hemfikirdir. 🚫➡️👀 Bir çocuğu veya bireyi rahatsız olduğu veya anlamakta zorlandığı bir davranışı yapmaya zorlamak, kaygısını artırabilir, güven ilişkisini zedeleyebilir ve iletişim kurma isteğini daha da azaltabilir.
Amaç, göz temasını bir performans hedefi olarak dayatmak yerine, bireyin kendini rahat hissettiği yollarla iletişim kurmasını desteklemek ve genel sosyal etkileşim becerilerini geliştirmektir. Destekleyici yaklaşımlar şunları içerebilir:
- 👍 Alternatif İletişim İpuçlarını Kabul Etmek: Birey göz teması kurmasa bile, size doğru yönelmesi, dinlediğini belirten sesler çıkarması veya başka beden dili ipuçları vermesi gibi iletişim girişimlerini fark etmek ve kabul etmek önemlidir.
- ** modeling Modelleme:** Zorlama olmadan, doğal etkileşimler sırasında siz kendiniz sıcak ve uygun bir şekilde göz teması kurarak olumlu bir model olabilirsiniz.
- 🧸🎶 Oyun Temelli Etkileşimler: Çocuğun liderliğini takip ederek, onun ilgi alanlarına dayalı oyunlar oynamak, sosyal etkileşimi keyifli hale getirir. Bu keyifli anlarda doğal ve kısa süreli göz temasları kendiliğinden ortaya çıkabilir.
- 🖼️ Görsel Destekler: Uygun yaş ve anlayış düzeyindeki çocuklar için sosyal hikayeler veya görsel kartlar aracılığıyla, göz temasının neden bazen önemli olabileceği (örneğin birinin dikkatini çekmek için) basitçe açıklanabilir.
- 🧘 Ortamı Düzenleme: Eğer göz temasından kaçınma duyusal hassasiyetten kaynaklanıyorsa, daha sakin, daha az uyaran içeren (daha loş ışık, daha az gürültü) ortamlarda iletişim kurmayı denemek faydalı olabilir.
- 👩🏫 Terapiler: Dil ve Konuşma Terapisi, Ergoterapi (duyusal hassasiyetler için), Uygulamalı Davranış Analizi (ABA) temelli yaklaşımlar ve Sosyal Beceri Eğitimleri gibi terapilerde, sosyal referanslama (yüze bakma) ve duruma uygun göz teması becerileri, genellikle zorlama olmadan, daha doğal ve işlevsel yollarla çalışılabilir.
Ankara’da Otizmde Göz Teması ve Sosyal İletişimin Değerlendirilmesi: Doç. Dr. Büşra OLCAY ÖZ
Otizm Spektrum Bozukluğu’nun doğru tanısı ve etkili bir destek planının oluşturulması için, göz teması gibi sosyal iletişim özelliklerinin sadece varlığına veya yokluğuna değil, niteliğine ve altında yatan nedenlere odaklanmak gerekir. Ankara Çocuk Psikiyatrisi Kliniği’nde Doç. Dr. Büşra OLCAY ÖZ, OSB’li çocukları değerlendirirken bu nüanslara dikkat eder.
Değerlendirme sürecinde, çocuğun:
- Göz temasını ne kadar ve nasıl kullandığı,
- Göz temasından kaçınıyorsa bunun olası nedenleri (duyusal mı, sosyal mı?),
- İletişim kurarken göz teması yerine hangi başka ipuçlarını kullandığı,
- Genel sosyal etkileşim ve iletişim becerileri
gibi konular niteliksel olarak ele alınır. Kliniğimizde Doç. Dr. Öz, göz temasını sadece bir ‘var’ veya ‘yok’ meselesi olarak değil, çocuğun genel sosyal iletişim profilinin bir parçası olarak ele alır ve bu farklılığın nedenlerini anlayarak, bireyselleştirilmiş, zorlamadan uzak ve çocuğun konforunu gözeten en uygun destek stratejilerini (terapi yönlendirmeleri dahil) belirler.
Otizm Spektrum Bozukluğu’nda göz temasındaki farklılıklar, bir eksiklik veya kasıtlı bir kabalık değil, beynin dünyayı ve sosyal etkileşimleri farklı bir şekilde işlemesinin doğal bir sonucudur. Onları anlamaya çalışmak, iletişim kurma biçimlerine saygı duymak ve onları olmadıkları bir şeye zorlamak yerine desteklemek, atılacak en doğru adımdır. ❤️ Unutmayın, iletişim sadece gözlerle kurulmaz; doğru yaklaşımlar ve sabırla, her bireyin kendini ifade etmesinin bir yolunu bulmasına yardımcı olabiliriz.